Amerika Birleşik Devletleri, 1 Ağustos 2025 itibarıyla ithal deniz ürünlerine yönelik yeni tarifeler uygulamaya başladı. Bu adımın, özellikle Buffalo, New York'taki yerel marketlerde ve deniz ürünleri şirketlerinde fiyat artışlarına neden olması bekleniyor. ABD'de tüketilen deniz ürünlerinin yaklaşık %80'inin ithal olması, sektörü bu tür değişikliklere karşı oldukça hassas hale getiriyor.
Tops mağazaları Deniz Ürünleri Satış Direktörü Jamie Bouchard, yeni tarifelerin işletmeler üzerinde önemli bir finansal etki yaratacağını öngörüyor. Bu tarifelerin karides ve yengeç gibi çeşitli deniz ürünlerini etkilemesi bekleniyor. Holland, New York'taki Sürdürülebilir Sağlıklı Deniz Ürünleri sahibi Ty Pazian, ithalatın işi için yıllık yaklaşık 18 milyon dolarlık bir gelir sağladığını belirtirken, morina, mezgit, okyanus levreği ve kar yengeci gibi ürünleri Kanada, İzlanda, Grönland, Norveç, Çin, Vietnam ve Endonezya gibi ülkelerden tedarik ettiğini ifade etti. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), yerel üretimi artırma kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle potansiyel fiyat artışları konusunda uyarıda bulundu. ABD'li perakendeciler ve deniz ürünleri restoranları, bu durum karşısında fiyatlarını artırma ve menülerini ayarlama yoluna gidiyor. Bazı restoranlar, ithal deniz ürünlerinin artan maliyetini dengelemek amacıyla karides ve yengeç fiyatlarını şimdiden yükseltti. Buffalo'daki tüketicilerin önümüzdeki aylarda favori deniz ürünleri yemekleri için daha yüksek fiyatlarla karşılaşması muhtemel.
Türkiye'deki uzmanlar ise ABD'nin yeni tarife politikasının, Washington'ın agresif korumacı tutumunu ve öngörülemez doğasını ortaya koyduğunu, bunun da küresel ticaret ilişkilerini aşındıracağını belirtiyor. Ankara'daki TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nden küresel ticaret uzmanı Ali Oğuz Diriöz, ABD'nin ticaret ortaklarına karşı "giderek agresif bir duruş" sergilediğini söyledi. Diriöz, "Bu ekonomik Soğuk Savaş endişe verici bir durum" diyerek, "ticaret savaşlarının ve giderek agresifleşen korumacı politikaların önümüzdeki dönemde küresel ticaret için bir risk oluşturduğunu" kaydetti. İstanbul'daki İşbankası Grubu'nun yatırım bankacılığı kolu İş Yatırım'dan analist Sant Manukyan, "ABD aslında basit bir şey söylüyor: Benim pazarıma girmek istiyorsanız, kurallarımı kabul etmek zorundasınız" dedi. Manukyan, Washington'ın ticaret politikalarının öngörülemezliğinin uluslararası piyasaların istikrarsızlaşmasına ve ABD ile ticaret ortakları arasındaki ticaret ilişkilerinin aşınmasına yol açtığını belirtti.
Türkiye'nin tarım-gıda ürünleri ihracatı açısından ABD'nin yeni tarife politikası karmaşık bir tablo sunuyor. Türkiye'ye yönelik %10'luk gümrük vergisi, rekabetçi tarife oranına rağmen, ihracatçılar için ek bir maliyet oluşturarak kâr marjlarını etkileyebiliyor. Özellikle taze ürünler gibi sıkı fiyatlandırma yapılarına sahip ürünlerin rekabet gücünü korumakta zorlanabileceği ifade ediliyor. ABD'nin tarife incelemeleri politikası da belirsizlik yaratıyor, zira oranlar ticaret verilerine ve jeopolitik gelişmelere göre ayarlanabiliyor. Türkiye'nin Çin (%145) ve Avrupa Birliği (%20) gibi rakiplerine kıyasla daha düşük tarife oranı, ABD pazarında rekabet avantajı sağlayabilir. Kurutulmuş meyveler, fındık ve zeytinyağı gibi Türk ürünleri, daha düşük maliyetleri nedeniyle ABD'li alıcılar için daha cazip hale gelebilir.