Birleşmiş Milletler'in (BM) Batı Şeria'da Filistinlilerin kitlesel yerinden edilmesini kınaması, uluslararası arenada yankı buldu. Bu durum, uluslararası ilişkiler ve insan hakları açısından önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ocak 2025'te başlayan İsrail askeri operasyonu "Demir Duvar"dan bu yana, Batı Şeria'nın kuzeyinde önemli sayıda Filistinli yerinden edildi. Bu, 1967'den beri Batı Şeria'daki en büyük nüfus yer değiştirmesi olarak kayıtlara geçti. BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) sözcüsü Juliette Touma, operasyonun birçok mülteci kampını etkilediğini belirtti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (UNHCHR) sözcüsü Thameen al-Kheeta ise, Ocak ayından bu yana yaklaşık 30.000 Filistinlinin zorla yerinden edildiğini bildirdi. Aynı dönemde, İsrail güvenlik güçleri, Batı Şeria'nın kuzeyinde yaklaşık 1.400 evin yıkılması emrini verdi. UNHCHR, işgal altındaki topraklarda sivil nüfusun kalıcı olarak yerinden edilmesinin yasa dışı yerleşimlere eşdeğer olduğunu ve bağlama bağlı olarak "etnik temizlik" ve "insanlığa karşı suç" teşkil edebileceğini vurguladı. Uluslararası toplum, bu gelişmeler karşısında derin endişelerini dile getiriyor ve bölgedeki istikrarsızlığın artmasından kaygı duyuyor. Uluslararası hukukun ihlal edildiği yönündeki iddialar, durumun ciddiyetini daha da artırıyor. Özellikle, yerinden edilme olaylarının, uluslararası toplumun temel ilkelerine aykırı olduğu ve bölgedeki barış çabalarını olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. BM Güvenlik Konseyi'nin bu konuda nasıl bir tutum sergileyeceği ise merak konusu. Sonuç olarak, Batı Şeria'daki yerinden edilme krizi, uluslararası toplumun dikkatle takip etmesi gereken, karmaşık ve acil bir durumdur.
Batı Şeria'daki Yerinden Edilme Krizi: Uluslararası Perspektiften Bir Bakış
Düzenleyen: w w
Kaynaklar
Die Presse
Reuters
Reuters
Financial Times
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.