Türkiye'de siyasi tansiyonun yükseldiği bir dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapis cezasına çarptırılması, ülkenin gündemini sarsmaya devam ediyor. Bu karar, yaklaşan seçimler öncesinde muhalefet ile iktidar arasındaki gerilimi daha da tırmandırırken, hukukun siyasallaştığı yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.
İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik ifadeleri nedeniyle yargılandı. Mahkeme, İmamoğlu'nu "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan 1 yıl 5 ay 15 gün, "tehdit" suçundan ise 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Toplamda 1 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasak uygulandı. Bu kararın kesinleşmesi için istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerinin tamamlanması gerekiyor.([dha.com.tr](https://www.dha.com.tr/gundem/ekrem-imamogluna-1-yil-8-ay-hapis-cezasi-2679860?utm_source=openai))
Olayın ardından birçok şehirde protestolar düzenlenirken, uluslararası kamuoyunda da endişeyle karşılandı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye raportörleri, kararın ifade özgürlüğü ve siyasi haklar açısından endişe verici olduğunu belirterek, hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı. İzmir'de eski belediye başkanı Tunc Soyer'in de dahil olduğu 157 kişinin tutuklanması, muhalefete yönelik baskıların bir parçası olarak değerlendiriliyor.([evrensel.net](https://www.evrensel.net/haber/476966/ahmak-davasinda-karar-ekrem-imamogluna-2-yil-7-ay-15-gun-hapis-ve-siyasi-yasak-cezasi-verildi?utm_source=openai))
Bu gelişmeler, Türkiye'de hukukun siyasallaştığı ve muhalefetin sindirilmeye çalışıldığı yönündeki endişeleri artırıyor. Bu tür olaylar, Türkiye'nin uluslararası arenadaki imajını da olumsuz etkileyebilir. Örneğin, Avrupa Birliği (AB) yetkilileri, Türkiye'deki yargı süreçlerini yakından takip ettiklerini ve hukukun üstünlüğüne ilişkin endişelerini dile getirdiler.([dw.com](https://www.dw.com/tr/i%CC%87mamo%C4%9Fluna-2-y%C4%B1l-7-ay-15-g%C3%BCn-hapis-cezas%C4%B1/a-64086134?utm_source=openai))
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu'nun hapis cezası ve ardından yaşanan gelişmeler, Türkiye'deki siyasi istikrarsızlığı derinleştiren önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Yaklaşan seçimler öncesinde yaşanan bu olaylar, Türkiye'nin geleceği açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.