2025 yılı, küresel orman yangını aktivitesinde iklim değişikliğinin tırmanmasıyla doğrudan bağlantılı önemli bir artışa sahne oldu. Bu yılın yangın sezonu, çeşitli kıtalarda özellikle şiddetli geçti ve orman ekosistemlerinin karbon yutağı olarak işlev görme yeteneğini etkileyerek iklim krizini derinleştirdi.
Temmuz 2025'te Romanya, bazı güney bölgelerinde 41°C'ye ulaşan sıcaklıklarla şiddetli bir sıcak hava dalgası yaşadı ve önceki rekorları kırdı. Bu aşırı sıcaklar, ülke genelinde dengesiz atmosferik koşulları tetikledi. Benzer şekilde, Yunanistan ve daha geniş Balkan bölgesi de kavurucu sıcaklarla mücadele etti; bazı bölgelerde sıcaklıklar 43°C'ye ulaştı. Bu yüksek sıcaklıklar, ormanları tutuşmaya ve yangınların hızla yayılmasına karşı son derece hassas hale getiren kuru ve kolay alev alabilen koşullar yaratıyor.
Kanada, özellikle 2025'te yıkıcı bir orman yangını sezonuyla karşı karşıya kaldı. Temmuz ortasına gelindiğinde 5,5 milyon hektardan fazla alan yandı; bu rakam, on yıllık ortalamanın neredeyse üç katıdır. Bu geniş çaplı yanma, atmosfere devasa miktarda karbon salınımına neden oldu. Örneğin, Kanada'daki orman yangınları, Rusya veya Japonya'nın 2022'deki fosil yakıt emisyonlarından beş ayda daha fazla karbon saldı. Bu emisyon artışı, Kanada'nın yönetilen ormanlarını bir karbon yutağından karbon kaynağına dönüştürdü. Etki o kadar büyük ki, yalnızca 2023 Kanada orman yangını sezonu yaklaşık 640 milyon metrik ton karbon salarak büyük bir sanayileşmiş ulusun yıllık fosil yakıt emisyonlarına eşdeğer bir seviyeye ulaştı. Dahası, milyonlarca yıllık eski karbon depolayan Kanada'daki turbalıklar da yanıyor ve bu durum, henüz hükümet istatistiklerinde tam olarak hesaba katılmayan emisyonları serbest bırakıyor.
Bu orman yangınlarının küresel etkisi derindir. Fotosentez yoluyla CO2 emerek önemli karbon yutakları olan ormanlar, yangınların yoğunluğu ve sıklığı nedeniyle giderek daha fazla karbon kaynağı haline geliyor. Bu değişim, ormanların iklim değişikliğini hafifletmek yerine ona katkıda bulunması anlamına geliyor. Örneğin, dünya genelindeki ormanlar net bir karbon yutağı olsa da, ABD Kayalık Dağları gibi belirli bölgeler, iklim değişikliğinin şiddetlendirdiği kuraklık ve orman yangını kaynaklı ölümler nedeniyle net karbon kaynağı etkisi yaşıyor. Ormanların karbon tutma kapasitesi önemli ölçüde azalmış durumda ve bu durum, iklim değişikliğiyle mücadele çabaları için büyük bir zorluk teşkil ediyor.
Bu tırmanan krizi ele almak, kapsamlı iklim politikaları gerektiriyor. Bu politikalar, yalnızca insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına odaklanmakla kalmamalı, aynı zamanda orman ekosistemlerinin aktif olarak yönetilmesini ve korunmasını da kapsamalıdır. Sürdürülebilir orman yönetimi, yeniden ağaçlandırma ve iyileştirilmiş yangın önleme ve müdahale gibi stratejiler kritik öneme sahiptir. İklim değişikliği, hava kirliliği ve orman yangınlarının birbirine bağlılığı, bu tehditleri etkili bir şekilde azaltmak ve gelecek nesiller için gezegeni korumak amacıyla birleşik bir yaklaşım gerektiriyor.