ABD'de federal düzeyde alınan bir kararla evsiz barınaklarının kaldırılması ve kişilerin tedavi tesislerine yönlendirilmesi önceliklendirildi. Bu yeni politika, yerel konut savunucuları tarafından eleştirilere neden oluyor. Bazı çevreler, bu yaklaşımın yerleşik 'önce barınma' (housing first) stratejilerini sekteye uğratabileceğini savunuyor. Tenfold gibi acil durum ve kalıcı barınma hizmetleri sunan kuruluşlar, bireylerin hayatlarının diğer alanlarında ilerleme kaydetmeleri için öncelikle istikrarlı bir barınmaya ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Federal düzenlemenin teşvik edebileceği zorla yerinden etme eylemlerinin, evsiz bireyler için daha fazla istikrarsızlığa ve olumsuz sağlık sonuçlarına yol açabileceği endişesini dile getiriyorlar.
Araştırmalar, 'önce barınma' yaklaşımının evsiz bireyler arasında konut istikrarını %41 oranında artırdığını ve evsizliği %88 oranında azalttığını gösteriyor. Ayrıca, bu modelin hastaneye yatışları ve acil servis kullanımlarını azalttığına dair kanıtlar da bulunuyor. Lancaster County yetkilileri 'önce barınma' modeline bağlılıklarını sürdürürken, federal yaklaşımın yerel davranışsal sağlık kaynakları üzerindeki potansiyel yükünü kabul ediyorlar. Federal politikanın, özellikle madde bağımlılığı ve ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler için ek zorluklar yaratabileceği düşünülüyor. Yapılan bir araştırmaya göre, zorla yerinden edilme politikaları, özellikle uyuşturucu kullanan evsiz bireyler arasında ölüm oranlarını, aşırı dozları ve hastaneye yatışları önemli ölçüde artırabilir. Bu tür politikaların, bireyleri tedavi merkezleri ve diğer destek hizmetlerinden uzaklaştırarak sağlık durumlarını daha da kötüleştirebileceği belirtiliyor. Federal politikanın temelinde yatan amaç, evsizlikle mücadele etmek ve bireyleri daha sağlıklı yaşam koşullarına kavuşturmak olsa da, uygulamanın yerel düzeydeki etkileri ve mevcut stratejilerle uyumu konusunda tartışmalar devam ediyor. Yerel savunucular, zorla yerinden etme yerine, bireylerin kendi kararlarını verebildiği ve destekleyici hizmetlere erişebildiği 'önce barınma' gibi kanıta dayalı çözümlere yatırım yapılmasını savunuyor. Bu yaklaşımın, evsizliği sona erdirmek için daha sürdürülebilir ve insancıl bir yol olduğu düşünülüyor.